SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar

iMAN BAHSİ

<< 19 >>

باب الدعاء إلى الشهادتين وشرائع الإسلام

7- ŞAHADET KELiMELERİNE VE İSLAM'IN ŞER'İ HÜKÜMLERİNE ÇAĞIRMAK BABI

 

29 - (19) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة وأبو كريب وإسحاق بن إبراهيم، جميعا عن وكيع. قال أبو بكر: حدثنا وكيع عن زكرياء بن إسحاق. قال: حدثني يحيى بن عبدالله بن صيفي عن ابن معبد، عن ابن عباس، عن معاذ بن جبل. قال أبو بكر: ربما قال وكيع: عن ابن عباس؛ أن معاذا قال: بعثني رسول الله صلى الله عليه وسلم. قال:

 "إنك تأتي قوما من أهل الكتاب. فادعهم إلى شهادة أن لا إله إلا الله وأني رسول الله. فإن هم أطاعوا لذلك. فأعلمنهم أن الله افترض عليهم صدقة تؤخذ من أغنيائهم فترد في فقرائهم. فإن هم أطاعوا لذلك. فأعلمنهم أن الله افترض عليهم خمس صلوات في كل يوم وليلة. فإن هم أطاعوا لذلك. فأعلمهم أن الله افترض عليهم صدقة تؤخذ من أغنيائهم فترد في فقرائهم. فإن هم أطاعوا لذلك. فإياك وكرائم أموالهم. واتق دعوة المظلوم فإنه ليس بينها وبين الله حجاب".

 

 [:-121-:] Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe, Eyyub b. Kureyb ve İshak b. İbrahim hepsi Veki" den tahdis etti. Ebu Bekr dedi ki: Bize Vek!', Zekeriya b. İshak'tan şöyle dediğini tahdis etti: Bana Yahya b. Abdullah b. Sayfi, Ebu Mabed'den tahdis etti. O İbn Abbas'tan, o Muaz b. Cebel'den. Ebu Bekr dedi ki: Bazen Veki': İbn Abbas'tan Muaz'ın şöyle dediğini nakletti dedi: Beni Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderdi ve şöyle buyurdu:

 

"Sen kitap ehlinden bir kavmin yanına gideceksin. Onları Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına ve şüphesiz benim Allah'ın Resulü olduğuma şahddet getirmeye çağır. Eğer onlar buna itaat ederlerse kendilerine Allah'ın üzerlerine her gün ve gecede beş vakit namazı farz kılmış olduğunu bildir. Şayet buna itaat ederlerse onlara Allah'ın üzerlerine zenginlerinden alınıp, fakirleri arasına geri verilecek bir sadakayı (zekatı) farz kılmış olduğunu bildir ama sakın mallarının en değerlilerini almayasın. Mazlumun (bed)duasından da sakın çünkü onunla Allah arasında bir perde yoktur. "

 

 

Diğer tahric: Buhari, 1395, 1496, 1458,2448,4347,7371; Ebu Davud, 1584; Tirmizi, 625, 2014; Nesai, 2434, 2521; İbn Mace, 1783; Tuhfetu'l-Eşraf, 6511

 

NEVEVİ ŞERHİ İÇİN TIKLA

 

A.DAVUDOĞLU

AaÇIKLAMA: İmam Müslim (rahimehullah) bu hadîsin isnadında dahî son derece ihtiyatlı ve dikkatli davranmış; ve birinci rivayette «an Muâz» demiş; ikinci rivayette ise «enne Muâzen» ta'birini kullanmıştır, «an» ile «enne» edatlarının ma'naları arasında ise fark vardır. Vakiâ cumhur-u ulemaya göre ikisinin ma'nalaırı birdir. Ve ikisi de hadîsin muttasıl olduğunu ifade ederlerse de bir çok ulema iki edat arasında fark görmüş ve «enne» ile rivayet edilen hadîsin mürsel hükmünde olduğunu söylemişlerdir. Şu var ki buradaki irsali sahâbî yaptığı için hadîs yine muttasıl hükümündedir, Ekseri ulemanın kavli budur. Bu hususta muhalefet eden yalnız ,E b u îshâk-ı Esferâînî 'dir. Ona göre sahâbin±n mürseli ile ihticac olunamıyacağı için imam Müslim ihtiyatlı davranmış ve her iki rivayet şeklini göstermiştir.

 

Bu hadîs kütübü sittenin hepsinde rivayet edilmiştir. Buhâri onu, Tevhîd, Ccnâiz, Megâzî, Zekât ve Mezâlim bahislerinde muhtelif ravîlerden tahric etmiş; Ebû Davud, Tirmizi, Nesâi ve İbni Mâce'de yine muhtelif râviîerden zekât bahsinde rivayet eylemişlerdir.

 

Tirmizi'nin rivayetine göre Resulullah (s.a.v.) Muaz r.a.'ı Yemen'e vali olarak gönderirken kendisine şu suâlleri tevcih buyurmuştur: «Yemen'de ne ile hüküm vereceksin ya MuâzMuaz buna: «Allâhın kitâbı île...» cevabını vermiş.

 

«— Kitabda bulamazsan ne yaparsın?» sualine; «— Resulullahın sünneti ile hükmederim...» diye mukabele etmiş;

«— Ya sünnetde de bulamazsan?» sualine de: «—Kendi re'yime İcühad ederim...» cevabını vermiştir. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.):  «Resulünün elçisini Resulünün hoşnud olduğu şeye muvaffak eyleyen Allah'a hamdolsun»  buyurmuşlardır.

 

Muâz (R.A.)'ın Yemen'e vali gönderilmesi Tebük gazasından sonra yani dokuzuncu hicrî yılda vuku' bulmuştur. Bir rivayette Hz. Muâz son derece cömerd bir zât olduğundan borçlanmış; ve nihayet alacaklıların müracaatı üzerine bütün malı alacaklılarına dağıtılarak elinde avucunda bir şey kalmamış. Bunun üzerine Nebi (S.A.V.) kendisini Yemen'e vali ve kaadî olarak göndermiş ve:

 

«Ola ki Allah mâlî vaziyetini İslah eyleye!» buyurarak, zekât memurlarının topladığı zekât mallarını tesellüme de onu tevkil eylemiştir. Resulullah (S.A.V.) Yemen'i beş vilâyete ayırmış; bunlar­dan San'a vilâyetine Hâlid b, Said-i Kinde'ye Muhacir  bin Ebî Ümeyye'yi, Hadra Mevt'e Ziyâd bin Lebîd'i, Cened'e Muâz'ı, Zebid ve Aden'e Ebû Mûse'l-Eş'arî'yi vali göndermiştir.

 

Yemen 'liler ehl-i Kitâb idiler. «et-Telvih» nam eserde bunların yahudi oldukları kaydedilmektedir. İslama da'vet, her sınıf halkın i'tikadına göre yapılmak icabeder. Bundan dolayıdır ki ehl-i kitâb yani Allah ve Nebi tanıyan bir kavme gönderilen Muâz (R.A-)'a Resulullah (S.A.V.) kelime-i şehâdetten işe başlamasını emir buyurmuştur.

 

Nebi (S.A.V.) in Hz. Muaz'a, evvela yemenlileri Allah'ı tevhîd ve Muhammed (S.A.V.)'in Nebiliğini tasdike da'vet etmesini emir buyurması, onların Allah Teâlâ'yı bilmediklerine delildir.»

 

 

30 - (19) حدثنا ابن أبي عمر. حدثنا بشر بن السري. حدثنا زكرياء بن إسحاق. ح وحدثنا عبد بن حميد. حدثنا أبو عاصم، عن زكرياء بن إسحاق، عن يحيى بن عبدالله بن صيفي، عن أبي معبد، عن ابن عباس؛ أن النبي صلى الله عليه وسلم بعث معاذا إلى اليمن. فقال: "إنك ستأتي قوما" بمثل حديث وكيع.

 

[:-122-:] Bize İbn Ömer tahdis etti. Bize Bişr b. es-Serri tahdis etti. Bize Zekeriya b. İshak tahdis etti. (H) Bize Abd b. Humeyd de tahdis etti. Bize Ebu Asım, Zekeriya b. İshak'tan haber verdi. O Yahya b. Abdullah b. Sayfl'den, o Ebu Mabed'den, o İbn Abbas'tan rivayet ettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Muaz'ı Yemen'e gönderdi. Ona: "Sen ... bir kavrnin yanına gideceksin" deyip, Veki"in hadisinin (121.had) aynısını nakletti.

 

 

121 numaralı hadisin Tahric bilgilerinin aynı.

 

A.DAVUDOĞLU

AÇIKLAMA: Bundan evvelki hadîsi Resulullah (s.a.v.)'e müsned olarak Muâz (R.A.) rivayet etmişti. Bu hadîsle bundan sonra gelen hadîsi ise yine müsned olarak îbni Abbas (R.A.) rivayet etmiştir. İki rivayetin arası şöyle bulunur : İbni Abbas (r.a.) hadîsi Muâz (R.A.)'dan işitmiştir. Ancak bazen muttasıl bazan da mürsel olarak rivayet ettiğinden Muâz (R,A.)'ı anmamıştır. Her iki şekildeki rivayet sahihtir. Çünkü sahâbinin mürseli, senedde zikredilmeyen ravînin kim olduğu bilinmese bile hüccettir. Burada zikredilmeyen ravînin Hz. Muâz (R.A.) olduğu bilinip dururken hadîsin sıhhatinde elbette şüphe edilemez.

 

İbni Abbas (R.A.) hazretlerinin bu hadîsi hem Muâz (R.A.)'-dan işitmiş hem de onu Yemen'e giderirken Resulullah (S.A.V.)'in yanında bulunmuş olması da ihtimal dahilindedir. Bu takdirde hadîsi vasıtasız rivayet etmesi, bizzat o meclisde bulunduğu içindir. Muâz (R.A.)'dan rivayeti ise: Ya kendinin orada bulunduğunu unuttuğundan yahud başka bir sebeptendir.

 

 

31 - (19) حدثنا أمية بن بسطام العيشي. حدثنا يزيد بن زريع. حدثنا روح(وهو ابن القاسم)، عن إسماعيل بن أمية، عن يحيى بن عبدالله بن صيفي، عن أبي معبد، عن ابن عباس؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم لما بعث معاذا إلى اليمن قال: "إنك تقدم على قوم أهل الكتاب. فليكن أول ما تدعوهم إليه عبادة الله عز وجل. فإذا عرفوا الله، فأخبرهم أن الله فرض عليهم خمس صلوات في يومهم وليلتهم. فإذا فعلوا، فأخبرهم أن الله قد فرض عليهم زكاة تؤخذ من أغنيائهم فترد على فقرائهم. فإذا أطاعوا بها، فخذ منهم وتوق كرائم أموالهم".

 

[:-123-:] Bize Umeyye b. Bistam el-Ayşi de tahdis etti. Bize Yezid b. Zurey" tahdis etti. Bize Ravh -ki b. el-Kasım'dır-, İsmail b. Umeyye'den tahdis etti. O Yahya b. Abdullah b. Sayfi'den, o Ebu Mabed'den, o İbn Abbas'tan rivayet ettiğine göre;

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Muaz'ı Yemen'e gönderdiği zaman ona şöyle dedi:

"Sen kitap ehli bir kavmin yanına gidiyorsun. Onları kendisine davet edeceğin ilk şey, aziz ve celil Allah'a ibadet etmek olsun. Allah'ı tanıyacak olurlarsa, kendilerine Allah'ın üzerlerine bir gün ve bir gecelerinde beş vakit namazı farz kılmış olduğunu haber ver. Bunu yapacak olurlarsa, kendilerine Allah'ın üzerlerine mallarından alınıp, fakirlerine geri verilecek bir zekatı farz kılmış olduğunu haber ver. Şayet onlar buna itaat ederlerse, sen de onlardan (zekdtı) al ve mallarının en değerlilerini almaktan uzak dur. "

 

 

121 numaralı hadisin Tahric bilgilerinin aynı.

 

A.DAVUDOĞLU

AÇIKLAMA: «Zenginlerinden alınıp...» ifadesiyle zekâtın icâbında zorla alınacağına istidlal olunur. Bu cihet ittifaki ise de sahibinin rızası olmadığr halde zorla malından alınan zekâtın hakikaten zekât yerine geçerek sahibinin zimmetinden sakıt olup olmayacağı ihtilaflıdır.

 

 

NEVEVİ ŞERHİ: Bu bapta Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Muaz (r.a.)'ı Yemen'e gönderdiğinden söz edilmektedir. Bundan söz eden hadis Buhari ve Müslim Sahihlerinde ittifakla rivayet edilmiştir.

Müslim'in "Ebu Mabed'den, o İbn Abbas'tan ... Ebu Bekr dedi ki: Bazen Veki', İbn Abbas'tan Muaz dedi ki diye rivayet etmiştir." Müslim (rahimehullah)ın bu uygulaması tahkikin, ihtiyatın ve tetkikin en ileri noktasıdır. Birinci rivayette: "An Muaz" derken, ikinci rivayette ise: "Enne Muazen" demektedir. Enne ile an arasında ise bir fark vardır.

 

Çoğunluk şöyle demiştir: Enne, an gibidir. Bu sebeple böyle gelmiş rivayetin muttasıl olduğu kabul edilir. Bir topluluk ise "enne" ibaresi "an" gibi değerlendirilmez. Aksine inkıtaın varlığına dair yorumlanır ve rivayet mürselolur demişlerdir ama burada rivayet sahabenin mürseli olur, sahabinin rivayet ettiği mürsel ise ilim adamlarının meşhur olan kanaatine göre muttasıl hükmündedir. Bu hususta üstad Ebu İshak el-İsferayini'nin fasıllarda kaydettiğimiz bir görüşü vardır ki delil olarak alınmaz. İşte bundan dolayı Müslim (rahimehullah) ihtiyat yolunu seçerek her iki lafzı da beyan etmiştir. Allah en iyi bilendir.

 

Ebu Mabed'in adı Nafiz'dir. İbn Abbas'ın azatlısıdır. Amr b. Dinar: İbn Abbas (r.a.)'ın azatlılarının en doğrularından idi, demiştir.